Küçüklüğümün; okul önlüklerinin siyah, yakalarının beyaz olduğu zamanlarıydı...
Akşam ezanına kadar sokakta oynar, babamız eve geldiginde eve girerdik.
Küçükler kenarda misket oynarken (İzmir'dekiler meşe oynar) büyüklerimiz taştan yaptıkları kaleler arasında top oynardı.
Abilerimizdi onlar bizim.
Kenarda misket oynayan çocukların öz abileri vardı içlerinde. Diğerleri de öz abilerimizin yaşıtı olan, ama kendi kardeşi olmayan abiler...
Sevilen Ağabey de bunlardan biriydi.
Güzel bir isimdi. Annesi ne kadar sevileceğini bildiği için bu ismi koymuştu belki de.
Arkadaşlarının kardeşlerini yani bizleri kendi kardeşi gibi görür, sever ve korurdu.
Mesela hepimizi tek tek kaleye geçirir, penaltı atar, penaltıyı kurtaranlara gazoz ısmarlardı...
Penaltıyı koftiden yavaş atardı ki herkes kurtarsın, herkes mutlu olsun.
Sevilen Ağabey'in soyadi "Birer" idi..
Daha doğrusu Birer imiş..
Çok sonradan öğrendik tabi ki. Mahallede kimse kimsenin soyadını bilmezdi ki. Yani biz çocuklar bilmezdik. Bana ne tüftüf savaşında hasmım olan bakkalın yeğeni Sedat'ın soyadından... Okulda sınıf arkadaşlarımınkini bilirdim ben bir tek. Neyse...
O zamanlar kimse kimsenin soyadını öğrenmeye ihtiyaç duymazdı zaten.
Abi, usta, cavus, dayı... Bunlar yeterliydi büyüklerimize hitap için. İsimle beraber tabi. Hakkı Çavuş, Ali Usta filan.
Sevilen Ağabey'in soyadinin Birer olmasi da ilginçti. Ne o öyle Birer?
Klasik nüfus memuru hatası tabi ki..
Biber'miş ama memur Birer yazmış işte..
Hepimiz büyüdük yavaşça..
Abiler teker teker askere gitti.
Dönenler evlendi..
Mahalleler şimdiki değildi tabi ki. Biri evlendi mi herkes düğündeki yerini alırdı.
Sevilen Abi'nin soyadını da eve gelen düğün davetiyetisinden öğrenmiştim.
Sevilen Birer..
Sevilen Abi..
45 yaşına geldi ama hala aynı mahallede oturur.
Hala diyorum, çünkü o mahallede oturan pek kimse kalmadı eskilerden. Evlenip de o mahallede yaşamaya devam eden kalmadı pek.
Can Abi babadan kalma Kapalıçarşı'daki kuyumculuk işine devam ediyor.
Onun dükkan komşusunun çırağı gayrimüslim bi abi vardı, onu da mahalleye Can Abi tanıştırmıştı. Üst mahalledeydi ama abimlerle takılırdı. Neydi o abinin adı yaa..
Cihat Abi içlerinde okuduğu üniversite ile alakalı bir işte çalışan tek insan. İki kızı var, ve Çekmeköy'de oturuyolar.
Ağabeyim Fikret Sevilen Ağabey'i sürekli ziyaret eder.
Tabi ki diğer arkadaşları da..
Hiç kopmadılar birbirlerinden.
Kopmasınlar da zaten.
Çocukluk yılları, Sevilen Abi sayesinde aynı mahallede devam ediyor aslında.
Hala görüşürler, hala aynı mahallededirler.
Hah hatırladım, Lefter..
Cihat'lar, Lefter'ler, Can'lar Fikret'ler, hala Sevilen Birer Abi'dedirler...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder